• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

İMAM HATİPLİLER BULUŞMASI TERME 2025
Kıymetli İmam Hatipliler, değerli gönüldaşlarımız.
İmam Hatipliler buluşması Terme 2025 programı 27 Temmuz 2025 Pazar günü 15.00 ila 18.00 arası Terme AİHL Okul bahçesinde gerçekleşecektir.
Teşrifleriniz bizleri onurlandıracaktır.
🗓️ 27 TEMMUZ 2025
⏰ 15.00 ila 18.00 arası
🎈Yalı Mahallesi Kazayeri (GUDÜRÜP) Mevkii Terme AİHL Okul bahçesinde. Terme
Bekleriz.


Samsun Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 0   0
EURO 0   0
       
Özlü Sözler
Neden ümitsizliğe düşeyim… Her daim umutları yaratan rabbim varken.
Sponsorlarımız
Bir Şehidin Hayat Hikâyesi: Mustafa Rıfat Sezgin

O, 1964 yılında Terme’nin Bağsaray Köyü’nde doğdu. Annesi, ona “Mustafa”, babası ise, “Rıfat” dedi. Nüfusta Rıfat oldu ama ailesi, akraba ve komşuları onu hep “Mustafa” bildiler.
 


Mustafa Rıfat, ilkokulu Evci/Miliç İlkokulu’nda okudu. Çocukluğunu Bağsaray /Arımdere Mahallesi’nde hem oynayarak hem de çalışarak geçirdi. Geceleri gaz lambasının ışığında kardeşleriyle birlikte ders çalıştı. Çamurlu yollarda diğer köy çocukları gibi lastik ayakkabılarıyla okula gidip geldi. Sunî oyuncakları, bisikleti hiç olmadı. Köyde babasından ayrı, çileli bir çocukluk dönemi geçirdi. Çocukluk arkadaşları İbrahim ve Bilal Cürebal, Erol ve Erdoğan Yazıcı, Mehmet Özgen ve Fahri Şerbetçi idi.
 


Mustafa Rıfat; annesinin söylediği ninnilerle, anlattığı masallarla söylediği halk hikâyeleriyle, dinî menkıbelerle, radyodan dinlediği türkülerle, yaz tatilinde kardeşleriyle gittiği “Hoca mektebi”nde öğrendiği dinî bilgilerle ruhunu besledi. Kur’an-ı Kerim’i güzel okurdu. Hatta bir defasında Kur’an okumasını kasete çekip gurbetteki babasına göndermişti.
 


O, samimi bir vatanseverdi. Dinine, bayrağına, tarihine, diline, öz kimliğine çok duyarlı, idealist bir gençti.
 


Mustafa Rıfat; her türlü çileye rağmen gürbüzdü, çevikti, güçlüydü, cesurdu. Merhametli, inançlı, dürüst, cömert, hoş sohbet, mütebessim, edepli ve saygılıydı. Çocukluk ve gençlik dönemindeki çalışkanlığı, köyünde herkesin dilindeydi. Kardeşiyle günde 4-5 çuval fındık topladığı bile olurdu. Kardeşiyle birlikte her yıl yaptıkları 10 teneke fındık başağıyla da okul masraflarını çıkarırlardı.



Rıfat’ın haksızlığa karşı tahammülü hiç yoktu. Bu yönüyle öfkeli ve coşkuluydu. Bir şeye körü körüne bağlanmazdı. İdeolojik anlamda fanatizmi yoktu. Hep doğrunun, hakikatin, güzelin, faydalı ve hayırlının peşindeydi.

 


Mustafa Rıfat; ağabeyi ve kardeşi gibi futbol oynamayı, güreşmeyi, yüzmeyi, silah atmayı, avlanmayı, çay içip sohbet etmeyi, okumayı, bulmaca çözmeyi, masa tenisi ve dokuztaş oynamayı çok severdi. A Milli Futbol Takımı ile Galatasaray ve Samsunspor’un maçlarını izlemekten, tarihi ve polisiye filmleri (bazen de dram) seyretmekten zevk alırdı. Galatasaray ve eski oyuncuları Gökmen ve Yasin Özdanak ile Fatih Terim hayranıydı. Okul yıllarında kardeşi ve arkadaşı Mehmet ile Samsunspor’un maçlarına gitmek, en büyük hobilerindendi.
 


Rıfat, okumak için en samimi dostu Yüksel Ordulu ve kardeşiyle günde on kilometre yol yürüyordu. Çünkü çok ihtiyaç duyup istemelerine rağmen bisikletleri de hiç olmamıştı. Birçok hafta sonu, okul harçlığı hatta evin ihtiyaçları için kardeşiyle birlikte köyde ve inşaatta çalışıyordu. Bütün sıkıntılara rağmen Terme İmam-Hatip Lisesi’nde ortaokulu ve liseyi iyi dereceyle bitirmişti. Bu yıllarda en samimi arkadaşları Kenan Öztürk, Recep Geçer, Hüseyin Yıldırım (merhum), Mustafa Kocaoğlu (merhum), Ahmet Aydın, Ahmet Baba, Yüksel Gülten, Hüseyin Koz, Mustafa Gün, Yakup Şahin, Muammer Çifçi, Mehmet Akkuş idi.
 


Edebiyat öğretmenleri Ferhat Tamir, Abdulmuttalip Küçükbekir (daha sonraki yıllarda kayınbiraderi), Kur’an-ı Kerim öğretmeni Cengiz Gül, Tarih öğretmeni Ömer Çetin (aynı zamanda güreş hocası), Hadis öğretmeni Esat Kabaca, Matematik öğretmeni Faruk Ülker, Biyoloji öğretmeni İzzet Türkmen (merhum), lisede en sevdiği hocalarıydı.
 


Liseyi bitirdikten sonra çok sevdiği kızla evlenip mutlu bir yuva kurmuştu M. Rıfat. Askerlik vazifesini İskenderun ve Tuzla’da Bahriye onbaşısı (yazıcı) olarak tamamladı. En samimi asker arkadaşları ise Termeli Ali Öztürk ve Mustafa Ergün idi.
 


Rıfat, askerlik dönüşü polis olmaya karar verdi. 1988’de İzmir Polis Okulu’nu ikinci olarak büyük bir başarıyla bitirip 1989’da Aydın Çevik Kuvvetler Şube Müdürlüğünde göreve başlamıştı.
 


Mustafa Rıfat, Aydın’da 4 yıl görev yapmıştı ama burada yaptığı işi “hizmet” olarak “anlamlı” bulmuyordu. Güneydoğu’da onlarca askerimiz, polisimiz teröristler tarafından şehit edilirken, vatandaşlarımız çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı demeden katledilirken, vatan bölünmeye çalışılırken sessiz kalmak, statlarda veya Didim gibi tatil beldelerinde görev yapmak onu rahatsız ediyordu. Teşkilatta gördüğü yanlışlıklar, haksızlıklar da onun canını çok sıkıyordu. “Polislik yapacaksam adam gibi yapmalıyım. Terörle mücadelede, Özel Harekât’ta görev almalıyım. Ya şehit ya gazi olmalıyım. Vatan, millet, din, namus için görev yapmalıyım.” diyordu. İzmir’de çok özel ve iyi bir eğitim alarak “Özel Harekât” polisi olmuştu.
 


1993 yılında memlekette olan olağanüstü olaylar, M. Rıfat’ı çok etkilemişti. Eşref Bitlis’in, Turgut Özal’ın ölümü, Adnan Kahveci’nin kazası, Sivas/Madımak’taki provokasyon, Başbağlar katliamı gibi olaylar onun için de çok anlamlı ve ürkütücüydü. Bu PKK terörünün bitirileceğine inanmıştı arkadaşları gibi. Sonra içerideki hainleri, namussuzları gördükçe kahrolmaya, ümidini yitirmeye başlamıştı. Terörün arkasındaki iç ve dış mihrakları (ABD, İsrail, Çekiç Güç, derin devlet, çeteler vs) iyice görmüştü. Derin devleti iyice hissetmeye başlamıştı. Uyuşturucu ve silah ticareti gibi karanlık işleri iyice sezmişti. Kardeşine bu konuda ilk defa hak vermeye başlamıştı. Evet, o da artık eğitimci kardeşi gibi “PKK biter belki ama MKK başlar gardaş.” diyordu.
 


Mustafa Rıfat’ın Yusuf ve Yakup isminde iki oğlu vardı. Eşine, çocuklarına ve ailesine çok düşkündü. Yusuf, Siirt Anadolu Lisesi’ni kazanmıştı. 6 yaşındaki oğlu Yakup ise okula yeni başlamıştı. İki oğlunun da her yönüyle iyi yetişmelerini; vatana, millete ve insanlığa hayırlı; bilgili, edepli, dürüst, inançlı, namuslu, cesur insan olmalarını çok istiyordu.
 


Mustafa Rıfat, okumayı çok seviyordu. Açık Öğretim Fakültesi “Sosyal Bilimler Bölümü”nü de dağlarda ders çalışarak dışardan bitirmişti. Günlük gazeteyle birlikte fırsat buldukça dinî, edebî, tarihî ve siyasî eserler okuyordu. Necip Fazıl’ı, Mehmet Akif’i, İmam Gazali’yi, Peyami Safa’yı çok seviyordu. Peygamber Efendimizin hadislerini içeren bir kitap setini de alıp okumaya gayret ediyordu. İmam Gazali’nin “Kimya-yı Saadet”ini, Mehmet Akif’in Safahat’ını ise ta lise döneminde okumuştu. Kur’an-ı Kerim tefsirini, lise yıllarında kardeşiyle harçlıklarını biriktirerek satın almıştı. Ortaokul yıllarından itibaren kardeşiyle her gün gazete alıp okuyordu.
 


O; çok cömert, merhametli ve yardımseverdi. Akraba ve arkadaşlarının borç para isteklerini hiç geri çevirmezdi. Özellikle ahlaklı, çalışkan fakir öğrencilere düzenli yardım ediyordu. Ama kendisinin borçları vardı.
 


Arkadaşlarına, hele okul yıllarındaki dostlarına karşı çok vefalıydı M. Rıfat. Senede bir izne geldiğinde eski arkadaşlarıyla görüşmeyi çok isterdi. Göremediklerinin durumlarını sorar ve selamını iletirdi. Çocukluğunun geçtiği Terme/ Bağsaray Köyü (Arımdere Mah.) ve Evci/ Miliç’teki sevdiklerini mutlaka ziyaret ederdi her yıl. Siirt’te okuyan İsa Özden ile öğretmenlik yapan hemşehrileri Ercan Ali gibi genç kardeşleriyle yakından ilgilenirdi.
 


Rıfat’ın mecburi Doğu hizmetini tamamlamasına birkaç ay kalmıştı ama son izninde sanki hiç dönmeyecekmiş gibi konuşuyor, davranıyordu. İzinden Siirt’e döndüğü gün eğitimci kardeşi, anne ve babasıyla vedalaşırken ilk defa ağlamıştı. Daha hiç görüşmeyecekmiş gibi gözyaşları içinde veda ediyordu sevdiklerine sarılarak. Kardeşi de sık sık rüyasında onun şehit olduğunu görüyordu. Terme’ye son gelişinde annesine ve babasına “Yeni yapılan evde oturmak bana nasip olamayacak ki!” bile demişti.
 


Mustafa Rıfat, 30 Kasım 1996 gecesi Siirt/Kurtalan’da bir operasyon dönüşünde roket patlaması sonucu şehit düştü. “Bir gül bahçesine girercesine” kanlı kefeniyle Hakk’a yürüdü o. Bu dünyadaki sevdiklerine, ailesine doyamadan, ilahi takdir gereği, tam 32 yaşında (cennet yaşında) öte dünyayı öpmüştü o.
 


Şimdi Şehit M. Rıfat Sezgin, al bayrağın gölgesinde, Terme/Bağsaray köyündeki aile mezarlığında nöbet tutmaya devam ediyor. O, hâlâ vatanın, dinin, bayrağın, namusun bekçiliğini yapıyor adeta. Cennette Kevser havuzunun başında önce canların canına, sonra da sevdiklerine kavuşmayı hasretle bekliyor o.



Mustafa Rıfat Sezgin, kardeşi Ahmet’e G-3 tüfeğiyle atış yaptırma sözünde duramadı. Operasyon için gittiği Kurtalan’da şehit olmadan önce çok sevdiği oğlu Yakup’a verdiği top oynama sözünde de duramadı. Ama Allah’a, bayrağa, vatana verdiği “emanete sahip çıkma” sözünde durdu. Memleketi Samsun’a yakın yerlere (Ordu ve Giresun gibi) tayin isteyerek yıllardır hasret kaldığı ailesiyle birlikte yaşama hayaline kavuşamadı. Büyük oğlu Yusuf’un hem Matematik öğretmeni hem de hukukçu olduğunu, yuva kurduğunu, Zeynep ve Elif Duru isimli 2 kızının (torununun) olduğunu göremedi. Küçük oğlu Yakup’un peyzaj mimarlık okuyup Beyza ve Mustafa Yiğit isimli evlatlarının olduğunu da göremedi. Çok sevdiği Galatasaray’ın UEFA Şampiyonu, A Millî Futbol Takımımızın Dünya ve Avrupa üçüncüsü olduğunu da göremedi.

 


Çok sevdiği arkadaşları ve akrabalarından bazılarının, babasının vefat ettiğini de görmedi ama onlarla komşu oldu.
 


Şehit Mustafa Rıfat; binlerce serdengeçtiden ve alperenden yalnızca bir neferdi. O, benim sevgisine doyamadığım, ayrılık acısını dindiremediğim sevgili ağabeyimdi. Bahsettiğim kardeşi de çocukluk ve gençlik dönemini birlikte geçirdiği bendim.



Allah’tan geldik, Allah’a gideceğiz elbet. Ama onu son zamanlarda daha çok özlüyorum.  Böyle namuslu, şerefli yaşayan bir şehidin kardeşi olduğumdan dolayı da Allah’a hamd ediyorum. Memleketi Terme’de onun adına bir sokağın olması, mezun olduğu Terme Anadolu İmam- Hatip Lisesi kütüphanesiyle Samsun Özel Harekat’a ait zırhlı araca şehidimizin isminin verilmesi bizi mutlu ediyor.



İnşallah onların bıraktığı, uğruna canlarını verdikleri değerlere sahip çıkarız. İnşallah cennette kavuşuruz onunla, şehitlerimizle, bütün sevdiklerimizle… Allah’tan ona, bütün şehitlerimize ve sevdiklerimize rahmet niyaz ediyorum. Onu tanıyıp sevenlerden ve okuyucularımızdan da ruhuna birer fatiha okumalarını istirham ediyorum.

 


Şehit ağabeyimin vefatından hemen sonra yazdığım “Ağıt” isimli şiirimi rahmet ve dua niyazıyla sizlerle paylaşıyorum:
 


Ey hüznüme ortak olan kara bulutlar!
Ey gümrah ırmaklara saldığım umutlar!
Ey yüreğimi göğsüne dayadığım dağlar!
Ey neşesini gül kokusundan aldığım bağlar!
Ey bağrını yarıp barındığım çağlar!
Ayrılık ateşiyle yüreğim kan ağlar!
Bulut ağlar, dağ ağlar, çağ ağlar, bağ ağlar!
Halimize ölüler ağlar, sağır oldu sağlar!
Gül ağlar, bülbül ağlar, su çağlar!
Hilale bakıp sessizce ağlıyor yıldızlar!
Annem, dualarıyla yüreğimize sabır bağlar.



Ahmet SEZGİN
Okunma Sayısı: 80


216.73.216.124








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
Köşe Yazıları
























































Günlük Gazeteler
Sponsorlarımız

Terme İmam Hatip Mezunlar Derneği

© Copyright 2021  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top